21 Aralık 2016 Çarşamba

BÖLÜM 1 - Tuzlaspor Yazı Dizisi



Dikkat dikkat! Bu yazı dizisi azim, hırs, sabır içermektedir.

Merhaba FM severler. Uzun süredir planladığım, yapmak isteyip de yapamadığım, zaman ayıramadığım bu projeyi gerçekleştirmek istiyorum ve bunun için çoktan kolları sıvadım bile. Genelde bu tip yazıları, kariyerlerde forum sayfalarında görebilirsiniz ancak bir değişiklik yapalım istedim. Bir ufak bilgi vereyim; sayfayı web sitesine (.com) dönüştürmeyi şu an düşünmüyorum.Blog sayfasının arayüzüyle ilgili bir sorun ya da sıkıntınız olursa aşağıda yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Hikayemizi ilerleyen zamanlarda belli günlere dökmeye ve o günler paylaşmaya çalışacağım. Sizin açınızdan takip etmesi daha kolay olabilir belki. Yine de her türlü gelişmeyi Twitter adresim üzerinden güncel şekilde paylaşacağım (twitter.com/fmgazetesi).

Şimdi çayını - kahveni al gel yanıma bakalım. Keyifli okumalar.


Sevdanın Rengi Mavi Beyaz

Uzunca düşündüm hangi takımı seçebileceğim konusunda. Championship Manager serisinden beri oynarım oyunu ve aradan geçen onca yıldan sonra bile oyunun tadı bende değişmedi. O tad ise küçük kulüplerden geçiyor. Herkes büyük bir kulüp seçip onu kolayca yönetebilir. Kısa zamanda çok şey yapabilirsiniz, para var huzur var! Bu şekilde oynayanlara saygım var elbette ancak oyunun gerçek zevkine ulaşamıyorlar diye düşünüyorum. Biraz da amaç önemli burada tabi. Herkesin oyundaki amacı farklı olabilir. Neyse biz artık işimize dönelim.

Çok bi araştırma yaptığım söylenemez. Bir kaç lig açtıktan sonra Türkiye 3. Ligi'ne girdim. İlk bakışta iki grupta da beni çeken bir takım olmadı. Bir kez daha şöyle bir baktım ve "medya tahmini" kaç olduğuna bakmadan direk Tuzlaspor'u seçme kararı aldım. Açıkçası medya tahminini lig başladıktan sonra gördüm. 18 sıraya layık görmüşler bizi, hahhh!!! Peki öyle olsun bakalım. Daha beni tanımıyorlar dedim (erken bir ego).





Şu yukarıdaki koca yürekli taraftarıma bakar mısınız? Amigomuz bile var! Onların adı "Cefakar Tuzlalılar". Gelecekte çoğalacaklar tabi hep böyle az kalmayacaklar.

Küçük bir not - Kariyer boyunca hep aynı takımda kalacak ve başka takıma teklif gelse bile gitmeyeceğim. Amacımız bu takıma ECC aldırm... öhöö öhöömmm!! aldırmak.

Kariyer hikayelerine böyle fotoğraflar koymak adet olmuş, eh bizde yapalım. Madem bu bir yazıdan ibaret, azıcık renklensin ve gözümüzde şekillensin. Elimden geldiğince betimleyeceğim.


Gelelim takıma

Küme düşmemeye oynayan bir takımın kadrosunda öyle ahım şahım adamlar göremezsiniz. Günü kurtaracak adamlar olsa kafidir. Bizde de bu tarz adamlar var diye düşünüyorum. Hemen takımın mevcut yeteneği en yüksek olan oyuncularına bakarak göreve başlıyoruz.


Yukarıdaki alıntıda gördüğünüz yeşil çizgili alan bize oyuncuları "mevcut yeteneklerine (Current Ability)" göre sıralandığı bölümü gösteriyor. Kırmızı bölüm ise bize bu oyuncuların en iyi hangi mevki ve o mevkide en iyi hangi rolde oynayabileceklerini gösteriyor. Bu tablo size nasıl bir taktik oluşturabileceğinizi gösteren en net bölümdür. Açıkçası eskiden kendi taktiğimi yapan biri olduğumu söyleyemem. Ancak yavaş yavaş farkediyorum ki kendi taktiğimizi yapmamız, bilinçli bir şekilde oynamamız, işte bize bu oyunun asıl amacını veren şeydir. Zaten yukarıda gördüğünüz tablo konuşuyor, size "bana şöyle bir diziliş yap, o dizilişte şu oyuncuları şu görevlerde kullan" diyor. Bu görsele kadro ekranına gelerek, üstteki sekmede "raporlar" seçeneği ile gelebilirsiniz. Unutmayın ki asistan menajerinizin PA veCA değerlendirme özellikleri ne kadar yüksek ise bu yıldızlar ona göre değişebilmektedir.

O halde haydi taktiğimizi birlikte yapalım. Elimizde oldukça geniş bir oyuncu havuzumuz var. En üstte bulunan oyuncuları tercih etmeye çalışacağım öncelikle.



Şu görüntünün güzelliğine bir bakar mısınız! Sanırsın Barcelona, her oyuncu full mevki alışkanlığında.

Yaptığım analizlerden sonra karşıma bu şekilde bir diziliş çıktı. Tabi ki bu sezon içinde değişecektir, maça göre farklı görevler, farklı dizilişler olabilecektir. Her takımı aynı taktik ile yenemezsiniz sonuçta değil mi? Şunu da unutmayın, bu şekilde her oyuncuyu alışkanlığı olan mevkiye koymak size başarı getirecek diye bir şey yok Taktik içinde de dengeler olmak zorunda. Bunu zamanla maç yapa yapa öğrenecek ve keşfedeceğiz birlikte.

Sezona bu şekilde başlamayı planlıyorum, hazırlık maçları ve hazırlık dönemi sonunda ki takım performansına birlikte bakarız. Kim mevkisinde ne kadar yararlı olmuş, kim hatalar yapmış, top kaptırmış vs... Kanat oyuncuaları orta açabilmiş mi, stoperler ve ortasahadaki mücadeleci oyuncular nerelerde top kapmış gibi önemli detaylar taktiğimizi şekillendirecek.

Sezon öncesi antrenman

Sezon öncesi antrenman programımızı bu adresten bulabilirsiniz. Antrenmanlarımızda, rehberimiz de bulunan çizelgeye göre gideceğiz. Sizde kendi takımınızda bu çizelgeye göre gidebilirsiniz.

Bir sonraki adresimiz "takım raporu" bölümü. Malum yeni bir takıma geldik. Yol bilmez iz bilmez bir haldeyiz. Kimseyi tanımıyor, oyuncular hakkında, takım hakkında en ufak detay bilmiyoruz. Şu aşamada takımı tanımanın en kolay yolu bu bölümdür.




Takım raporları bölümünde "genel bakış" ve "kıyasla" bölümlerinde bu tabloları görürüz. Bu tablolar bize yapacağımız talimatlar hakkında bir fikir verebilir.

İkinci tabloda gördüğünüz gibi boy uzunluğu konusunda "ortalama üzeri" bir durumdayız. Hava toplarıyla iş yapmayı planlıyorum. Bu şekilde üstte bulunan diğer mevki avantajları/dezavantajları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Antrenmanımızı, taktiğimizi hallettikten ve takım raporumuza göz gezdirip biraz da olsa takımımızı tanıdıktan sonra geçiyoruz kulüp personellerimize. Şu aşamada fazla bir değişiklik düşünmüyorum. Sadece iyi bir (şartlara göre) asistan istiyorum takımıma. Çünkü U21 ve U19 takımlarının sorumluluğu da dahil bir çok görev vereceğim kendisine. Futbol direktörü bu sene düşünmüyorum. İhtiyacımız yok şu anda. Gereksiz paralar saçmıyoruz sonuçta!


Bu Norveç'li arkadaşa güvenim tam. PA ve CA değerlendirmesi bir hayli istemediğim seviyede ancak benim antrenörleri seçerken olmazsa olmazım olan özellikleri fena değil. Kararlılık ve disiplini yüksek seviyede, motivasyon biraz daha iyi olabilirdi ama ne yapalım, takım konuşmalarını da ben yaparım.

Yol arkadaşımızı da seçtikten sonra yavaş yavaş başlayalım mı hazırlık maçlarına ne dersiniz?


Veeeeee sezon açılsın!

Yaklaşık 10 adet hazırlık maçı ayarladık ve bu maçları tamamlamış bulunuyoruz an itibariyle. Sonuçlardan hiç ama hiç memnun kalmadım,  ANCAK ihtiyacımız olan gerçekten sonuçlar mı sizce? Adı üzerinde bu bir "hazırlık kampı dönemi". Benim için önemli olan olabildiğince kendi gücüme yakın takımlarla maç yapıp, takımın moralini üst seviyede tutup, takıma kondisyon yüklemek. Kesinlikle sonuçlar beni alakadar etmiyor, sizi de etmemeli. Bu maçların tek faydası, kondisyon yükü ve moral deposu olması. Eğer siz bütün maçları zorlu ekiplerle oynar ve kaybederseniz, takımınız moralleri yerlerde başlayacaktır lige ve size olan özgüvenlerinde bir azalma olacaktır. Ancak kendinizden düşük ve kendi gücünüze yakın bir takım seçerseniz daha adil bir oyun olacak ve kazandığınız zaman moraller yükselecektir.


Hazırlık kampımız bu şekilde geçti. Ben faydalı geçtiğini düşünüyorum. Son iki maçta galibiyet almamız ise iyinin iyisi oldu bizim için. Lige çeyrek kala moral depolamış olduk. Hazırlık maçlarında genel olarak as düşündüğüm 11'i koymaya ve birbirlerine alıştırmaya gayret ettim. Kampın sonuna doğru ise bunun ekmeğini yemişiz gördüğünüz üzere. Yedekte kalan oyuncuları U21 hazırlık maçlarında ısıtmaya çalıştım. Tabi ki arada onları da as takımda oynattım ama %75 bizim çocukları oynattım diyelim.

Hazırlık kampı sonrası taktiğimin aşağı yukarı oturduğunu düşünüyorum. Sadece sağ açıkta bulunan oyuncuyu bir tık geriye çektim.


Lige bu şekilde başlamayı planlıyorum. Sol kanat değişmeli olacak Savaş Yıldızhan ile Furkan arasında. İyi istatistiklere sahip olan formayı kapar. Sezon öncesine dair atladığımız bir şey yok sanırım. Korner taktiğimizi de kendimiz yaptık. 2 çeşit korner taktiği düşünüyorum; birisi 6 pas alanına, diğeri ise kısa pas ile kullanıp, topu alan oyuncumuzun çalımla geçerek içeriye katetmesi ve ya orta yapması. Planlar bu yönde. Bir de zamana oynama taktiğimiz var. Diziliş olarak aynı ancak talimatlarımız biraz farklı. Bunu da işe yaramasına ya da yaramamasına göre değiştirebilir ya da müdahale edebiliriz. Sezon uzun, gözlem yapmak için uzunca zamanımız var. Şu anda elimizde olmayan tek şey istatistiki bilgiler. Lig başlasın, 10. haftaya gelelim ve neler yapabilmişiz o zaman bir bakarız.

Birinci bölümü sonlandırırken söylemek istediğim bir iki şey daha var. Kulüp finansmanı konusuna hiç girmedim, malum bahsetmeye değecek bir paramız yok 0'lara yakın işte. Kırmızı olmasın bize o bile yeter şimdilik.

Pilot kulüp olarak "Göztepe" ile anlaştık ve hatta bahsetmedim ama bir oyuncu kiraladık.


Yani bahsetmeye değer görmedim malum sonuçta bir Gerard Piqué değil. Ancak zorlu uzun lig maratonunda rötasyon için aldım. Oyuncu için herhangi bir bedel ödemedik ve maaşını da sağolsun Göztepe karşılıyor. Başkanlarıyla aramız iyi, severim keratayı. Bir kaç sene sonra onları pilot kulübümüz yapmaya bile uygun görmeyeceğimin farkında değiller şu an.


Tesislerimiz



Kadromuzda bulunan mevcut yapıda ki en iyi isimler

- Ozan Papaker (ST)



Bu çocuktan umutluyum. Alt liglerde fizikli oyuncular teknik özellikleri olmasa bile çok iş yapabiliyor. Şaşırt beni evlat!

- Okan Duran (DC)


Geçmişinde büyük takımlarda oynamamış ama şu haliyle bile bizi götürmeye yeter. Defansın bel kemiklerinden biri olacak, yani öyle ümit ediyorum.

- Arif Şahin (AMC)


Arifim tarifim be! Ahanda buraya yazıyorum bu adam bizi tek başına üste çıkaracak. Tamam diğer çocuklara haksızlık etmiyim bu bir takım oyunu ama şu teknik özelliklere bakın! Amaaaaan kim demiş fizik önemli? Olmasa da olur yani...




1. BÖLÜMÜN SONU



- - - - - - - - 




NOT 1 : Görsellere tıklayarak büyültebilirsiniz.

NOT 2 : Benim için sizin "düzeyli derecede" eleştirileriniz çok çok önemli. Tavsiyelerinizi, yorumlarınızı, olumlu/olumsuz her türlü eleştirilerinizi aşağıya yoruma ya da sayfamızın Twitter adresine bekliyorum.



0 yorum:

Yorum Gönder